I work as a consultant.
- Bir danışman olarak çalışıyorum.
I'd like to hire you as a consultant.
- Seni bir danışman olarak çalıştırmak istiyorum.
He's the king's most trusted advisor.
- O, kralın en güvenilir danışmanıdır.
Could you remind me to call my academic advisor at 9:00 p.m. tomorrow?
- Yarın 9.00'da akademik danışmanımı aramamı hatırlatabilir misin?
His most important adviser was Henry Kissinger.
- Onun en önemli danışmanı Henry Kissinger'di.
I don't need advisers.
- Danışmanlara ihtiyacım yok.
Tom and Mary have decided to go to a marriage counselor.
- Tom ve Mary bir evlilik danışmanına gitmeye karar verdiler.
Layla has been seeing a counselor twice a month.
- Leyla ayda iki kez bir danışmanı ziyaret ediyor.
Fear is a bad counsellor.
- Korku kötü bir danışmandır.
Tom became Mary's mentor.
- Tom, Mary'nin danışmanı oldu.
Tom was Mary's mentor.
- Tom Mary'nin danışmanıydı.
Can I speak to your supervisor?
- Danışmanınla konuşabilir miyim?
How long have you been Tom's supervisor?
- Ne kadar süredir Tom'un danışmanısın?
Tom and Mary have decided to go to marriage counseling.
- Tom ve Mary evlilik danışmanlığına gitmeye karar verdi.
I don't need a counselor.
- Bir danışmana ihtiyacım yok.
You should have consulted your lawyer.
- Avukatına danışman gerekirdi.
I work as a consultant.
- Bir danışman olarak çalışıyorum.