Tom put his hat on and went outside.
- Tom şapkasını giydi ve dışarı çıktı.
Could we have a table outside?
- Dışarıda bir masaya oturabilir miyiz?
I'm going to go out this afternoon.
- Bu öğleden sonra dışarıya çıkacağım.
Most young adults enjoy going out at night.
- Çoğu genç yetişkin geceleyin dışarı çıkmaktan hoşlanır.
Be sure to turn off the gas before you go out.
- Dışarı çıkmadan önce gazın kapalı olduğundan emin olun.
He rushed out of the office.
- O ofisten dışarı fırladı.
The sky is clear and the wind is refreshingly cool. It's a perfect day to spend outdoors.
- Gökyüzü açık ve rüzgar ferahlatıcı biçimde serin. Dışarıda geçirmek için harika bir gün.
Sami would never go outside of his house.
- Sami asla evinden dışarı çıkmazdı.
The outside of the house was very run down.
- Evin dışarısı çok köhneydi.
A person named Jones came while you were out.
- Sen dışarıdayken Jones adında bir kişi geldi.
A young person is waiting for you outside.
- Genç bir adam seni dışarıda bekliyor.