You can use a dreamcatcher to catch your nightmares.
 - Kabuslarınızı yakalamak için bir düş kapanı kullanabilirsiniz.
I never dreamed that I would meet her again.
 - Onunla tekrar karşılaşacağımı asla düşünmedim.
She would have fallen into the pond if he had not caught her by the arm.
 - Eğer onu kolundan yakalamasaydı, göletin içine düşmüş olacaktı.
The garden was covered with fallen leaves.
 - Bahçe düşmüş yapraklarla kaplıydı.
Daydreaming is the moonlight of thought.
 - Hayal kurmak düşüncenin mehtabıdır.
Here's an optical illusion: you think you are looking at a cube, but in fact you are looking at the screen.
 - Burada bir görsel yanılsama var. Küpe baktığını düşünüyorsun ama gerçekte ekrana bakıyorsun.
Your enemies are just an illusion.
 - Senin düşmanların sadece bir yanılsama.
Living in poverty is some women's fantasy. They think it's somewhat romantic.
 - Yoksulluk içinde yaşamak, bazı kadınların fantezisidir. Onlar bunun biraz romantik olduğunu düşünüyorlar.
The man slumped to the floor.
 - Adam aniden yere düştü.
He's very fond of science fiction.
 - O, bilim kurguya çok düşkündür.
Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings.
 - 20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır.
It would break if you dropped it.
 - Eğer düşürürsen kırarsın.
I had to grab her to keep her from falling.
 - Onun düşmesini engellemek için onu tutmak zorunda kaldım.
Tom broke his neck falling down a flight of stairs.
 - Tom merdivenlerden düşerek boynunu kırdı.
A fallen rock barred his way.
 - Düşmüş bir kaya onun yolunu kapadı.
The garden was covered with fallen leaves.
 - Bahçe düşmüş yapraklarla kaplıydı.
I think that maybe I should stop reading romance novels.
 - Belki aşk romanları okumayı durdurmam gerektiğini düşünüyorum.
I thought you didn't like romance movies.
 - Macera filmlerini sevmediğini düşündüm.
Productive thinking and creativity are unthinkable without imagination.
 - Üretken düşünce ve yaratıcılık; hayal gücü olmadan düşünülemez.
He fell down the stairs.
 - O, merdivenden düştü.
The horse broke its neck when it fell.
 - Düşen at boynunu kırdı.
Tom's grades soon plummeted.
 - Tom'un notları yakın zaman içinde düştü.
Home prices are plummeting.
 - Ev fiyatları hızla düşüyor.
Tom suffered from the delusion that strangers could hear his thoughts. Of course that's nonsense.
 - Tom, yabancıların onun düşüncelerini duyabileceği sanrısından muzdaripti. Bu tabii ki saçmalık.
When I was a kid, I thought that if I died the world would just disappear. What a childish delusion! I just couldn't accept that the world could continue to exist without me.
 - Çocukken ,ölürsem dünyanın hemen ortadan kaybolacağını düşündüm.Ne çocukça bir aldanma!Ben sadece dünyanın bensiz devam edip var olacağını kabullenemiyordum.