Kalbi kırık olmanın ne demek olduğunu biliyorum.
- So cosa vuol dire avere il cuore spezzato.
Bir kalpte üzüntü varsa, o kalp benim kalbimdir.
- Se c'è della tristezza in un cuore, quello è il mio.
Beni mutlu edecek olan tek şey sevdiğim kadının beni kalpten sevmesi.
- La sola cosa che mi farà felice è che la donna che amo mi ami dal cuore.
George kırık kalpli idi.
- George aveva il cuore spezzato.
Beni mutlu edecek olan tek şey sevdiğim kadının beni kalpten sevmesi.
- La sola cosa che mi farà felice è che la donna che amo mi ami dal cuore.
Sana saygı duyardım bilirsin, sen yine de kalbimi kırdın.
- Pur sapendo che ti rispettavo, mi hai spezzato il cuore.
Sanıyorum Tom'un kalbini kırdım.
- Credo di aver spezzato il cuore a Tom.
I felt my heart beating violently.
- Sentii il mio cuore battere violentemente.
A heart beats in space.
- Un cuore batte nello spazio.