Haksız eleştirine karşı kızgınlık hissediyorum.
- I feel resentment against your unwarranted criticism.
Demokrasinin ölçüsü eleştiri özgürlüğüdür.
- The test of democracy is freedom of criticism.
Onun tenkitleri yersizdi.
- His criticisms were out of place.
Olumsuz eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz?
- How do you deal with the negative criticism?
O, bıçaklanarak öldürüldü.
- Tom was stabbed to death.
O beni sırtımdan bıçakladı!
- He stabbed me in the back!
Tom Mary'yi bıçaklamaya çalıştı.
- Tom tried to stab Mary.
Ölümle sonuçlanan bıçaklama olayının kıvılcımı, kontrolden çıkan tartışmadan çıkmıştı.
- The fatal stabbing was sparked by an argument that got out of control.
... meant as a criticism, by the way, of search engines, ...
... of the criticism that maybe young people ...