O, akrabaları ile aynı fikirde değil.
 - He disagrees with his relatives.
Tom benim yakın bir akrabam.
 - Tom is a close relative of mine.
Bu göreceli ve belirsiz.
 - This is relative and ambiguous.
Profesör dün güneş enerjisi konulu bir konferans verdi. Ben Göreceli Risk konulu bir konferans verdim.
 - The Professor gave a lecture on solar energy yesterday. I gave a lecture on Relative Risk.
Nispi nem oranını ölçmek için, bir psikrometre kullanabilirsiniz.
 - You can use a psychrometer to measure relative humidity.
Tom benim yakın bir akrabam.
 - Tom is a close relative of mine.
Yakın bir komşu, uzak bir akrabadan daha iyidir.
 - A close neighbor is better than a distant relative.