O, vakıf adına araştırma yapmak için bir burs kazandı.
 - He was awarded a scholarship to do research for the foundation.
Biraz araştırma yapmak zorundayım.
 - I have to do a little research.
Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu.
 - To win his audience, the speaker resorted to using rhetorical techniques he learned from his communication courses.
Bu halı konut kullanımı için tasarlanmıştır.
 - This carpet is designed for residential use.
Araştırma enstitüsü, 1960'ların sonlarında kurulmuştur.
 - The research institute was established in the late 1960s.
Araştırma için mevcut az paramız var.
 - We have little money available for the research.
Başmühendis, asistanı ile el ele araştırma yaptı.
 - The chief engineer did research hand in hand with his assistant.
Öğretmen onun itibarsız araştırmasıyla ilgili raporuna dayandırarak ona başarısız notu verdi.
 - The teacher gave him a failing grade for basing his report on discredited research.
Bu meselenin hızla çözüleceğini umuyorum.
 - I hope this matter is resolved quickly.