English - Turkish
Definition of completing, concluding, pertaining to completion; ending; terminating in English Turkish dictionary
- finishing
- bitirme
Kağıdını bitirmede neden acele ediyorsun?
-Why don't you take your time in finishing your paper?
İşi bitirmeyi erteleme.
-Don't delay finishing the business.
- finishing
- (Askeri) RÖTUŞ, SON İŞLEM: Bir madde veya malzemeyi satış veya kullanma durumuna getirmek bir işe son şeklini vermek için girişilen işlem
- finishing
- tamamlayıcı
- finishing
- perdah
- finishing
- cilalama
- finishing
- (Bilgisayar) sonlandırılıyor
- finishing
- (Askeri) son işlem
- finishing
- (Kimya) apreleme
- finishing
- itmam
- finishing
- (Bilgisayar) bitiriliyor
- finishing
- (Askeri,Otomotiv) rötuş
Son rötuşları ekleyeceğim.
-I'll add the finishing touches.
O planın hâlâ bazı son rötuşlara ihtiyacı vardı.
-That plan still needed some finishing touches.
- finishing
- bitirici
- finishing
- sonkat
- finishing
- {i} apre
- finishing
- (sıfat) bitirici, son
- finishing
- {i} tamamlama
- finishing
- {i} cila
Related Terms
English - English
Definition of completing, concluding, pertaining to completion; ending; terminating in English English dictionary
- {s} finishing
completing, concluding, pertaining to completion; ending; terminating
Hyphenation
completing, concluding, pertaining to completion; ending; ter·mi·nat·ingPronunciation
Resimler
History
Favorites