Buna müştereken sahibiz.
 - We have that in common.
Tom ve Mary'nin müştereken şaşırtıcı bir şeyi var.
 - Tom and Mary have something surprising in common.
Yapay dünya uydularının fırlatılmasına yaygın olarak uzayın bir keşfi gözüyle bakılmaktadır.
 - The launching of artificial earth satellites is commonly looked upon as an exploration of space.
ABD'de, insanların nakit ödeme yerine bir çek yazmaları yaygındır.
 - In the U.S., it is common for people to write a check instead of paying cash.
Ortak çıkarları için birlikte çalışmaktaydılar.
 - They had been working together for common interests.
İki başbakanın ortak hiçbir şeyi yoktu.
 - The two premiers had nothing in common.
Köpek balığı çorbası genellikle Çin'de evlenme törenlerinde ve ziyafetlerde servis edilir.
 - Shark fin soup is commonly served at Chinese weddings and banquets.
Kardiyopulmoner resüsitasyon genelde 'CPR' olarak bilinir.
 - Cardiopulmonary resuscitation is commonly known as 'CPR'.
30 tane en çok kullanılan küfürlü kelimelerin listesini düzenledim.
 - I compiled a list of 30 of the most common dirty words.
Sodyum bikarbonat, yaygın olarak kabartma tozu olarak bilinir.
 - Sodium bicarbonate is commonly known as baking soda.