Birçok Perulunun koka yapraklarını çiğneme adeti vardır.
- Many Peruvians have the habit of chewing coca leaves.
Yaramaz kız kaleminin sonunu çiğneme alışkanlığı içinde.
- The nervous girl is in the habit of chewing the end of her pencil.
Birçok Perulunun koka yapraklarını çiğneme adeti vardır.
- Many Peruvians have the habit of chewing coca leaves.
Onun, kalemini çiğneme gibi kötü alışkanlığı vardır.
- He has the bad habit of chewing his pencil.
Aspirin çiğnemek kötü bir fikirdir.
- Chewing aspirin is a bad idea.
Onun kurşun kalemini çiğnemek gibi kötü bir alışkanlığı var.
- She has a bad habit of chewing on her pencil.
Mary Tom'a bir sakız önerdi, o onu kabul etti.
- Mary offered Tom a chewing gum, which he accepted.
Benim hoverkraft yılanbalıklarıyla dolu ve klavyeme yapışmış bir parça sakız var.
- My hovercraft is full of eels, and there's a bit of chewing gum stuck to my keyboard.
Çiğnemek benim için zordur.
- It is hard for me to chew.
Onun kurşun kalemini çiğnemek gibi kötü bir alışkanlığı var.
- She has a bad habit of chewing on her pencil.
Yiyeceklerinizi iyi çiğnemelisiniz.
- You should chew your food well.
Tom çiğneyebileceğinden daha fazlasını ısırdı.
- Tom has bitten off more than he can chew.
Yiyeceklerinizi iyi çiğnemelisiniz.
- You should chew your food well.
Lenny'nin nasıl çiğnemeden veya boğulmadan tam bir sosisli sandvici yutabildiğine bak? Bu nedenle üst idare onu bu kadar fazla sever.
- See how Lenny can swallow an entire hot dog without chewing or choking? That's why upper management loves him so much.
The school had banned chew and smokes from the school grounds, even for adults.
The professor stood at the blackboard, chalk in hand, and chewed the question the student had asked.