Definition of ceviz in Turkish English dictionary
- walnut
I am a broccoli and I look like a tree! I am a walnut and I look like a brain! I am mushroom and I hate this game!
- Ben bir brokoliyim ve bir ağaç gibi görünüyorum! Ben bir cevizim ve bir beyin gibi görünüyorum! Ben mantarım ve ben bu oyundan nefret ediyorum!
She cracked the walnut with her teeth.
- O, cevizi dişleriyle kırdı.
- nut
Something really should be done about the problem, but this is cracking a nut with a sledgehammer.
- Sorun hakkında gerçekten bir şey yapılmalı, ama bu balyozla ceviz kırmaktır.
I've never seen such a tough nut.
- Hayatımda hiç böyle bir çetin ceviz görmedim.
- (Botanik, Bitkibilim) walnut tree
The walnut tree prefers a dry and warm climate.
- Ceviz ağacı, kuru ve sıcak bir iklimi tercih eder.
That tree near the river is a walnut tree.
- Nehirin kenarındaki ağaç ceviz ağacı.
- waldorf salad
- walnuts
Tom filled his bag with walnuts.
- Tom çantasını cevizle doldurdu.
Her pockets were bulging with walnuts.
- Onun cepleri cevizlerle şişkindi.
- walnut, made of walnut
- (Tabiat Doğa) (bitki, Fam: cevizgiller,cevziye) [syn.: ceviz, koz] common / black walnut
- hickory
- hickory nut
- ceviz gibi kabuklu yemiş
- nut
- ceviz gibi yemişlerin kabuğu
- nutshell
- ceviz içi
- (Gıda) crushed walnut
- ceviz ağacı
- walnut tree
- ceviz ağacı
- walnut
The walnut tree prefers a dry and warm climate.
- Ceviz ağacı, kuru ve sıcak bir iklimi tercih eder.
That tree near the river is a walnut tree.
- Nehirin kenarındaki ağaç ceviz ağacı.
- ceviz boya
- walnut stain
- ceviz gibi
- nutty
- ceviz içi meat of
- a walnut
- ceviz kabuğu
- walnut shell
- ceviz kabuğundan çıkmış, kabuğunu beğenmemiş
- (Konuşma Dili) He is ashamed of his origins
- ceviz kabuğunu doldurmaz
- very unimportant, slight
- ceviz kerestesi
- nutwood
- ceviz kütüğü
- walnut log
- ceviz kıracağı
- nutcracker
- ceviz kıracağı
- nutcrackers
- ceviz kırmak
- to behave improperly, do the wrong thing
- ceviz rengi
- walnut
- ceviz sucuğu
- a sweet confection made of walnuts on a string dipped in a starchy grape molasses
- ceviz tadında
- nutlike
- ceviz tahtası
- walnut
- ceviz toplamak
- nut
- ceviz vb'yle kaplı dondurma
- sundae
- ceviz yağı
- walnut oil
- ceviz şekerlemesi
- (Gıda) sugared walnuts
- ceviz şekli
- (Botanik, Bitkibilim) nuciform
- kaşu (ceviz)
- cashew
- amerikaya özgü küçük ceviz
- pignut
- beyaz ceviz
- white walnut
- kahverengi ceviz
- brown hickory
- çetin ceviz
- hot potatoes
- çetin ceviz
- hard nut to crack
- çetin ceviz
- tartar
- çetin ceviz
- a hard nut to crack, a tough nut to crack
- çetin ceviz
- 1. hard nut. 2. intractable person
- çetin ceviz
- hard case