Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

careful attention; strength of a solution; assembly, gathering

listen to the pronunciation of careful attention; strength of a solution; assembly, gathering
English - Turkish

Definition of careful attention; strength of a solution; assembly, gathering in English Turkish dictionary

concentration
derişme
concentration
toplaşım
concentration
yoğunlaştırma
concentration
(Eğitim) odaklanma
concentration
dikkati bir noktada toplama
concentration
konsantrasyon  
concentration
(Askeri) yığınak
concentration
konsantrasyon

Satranç okumayı ve konsantrasyonu geliştirmeye yardım eder. - Chess helps improve reading and concentration.

Tablet içinde, askorbik asid konsantrasyonu çok düşüktür. - The concentration of ascorbic acid in the tablet is very low.

concentration
Sıvının buharlaşarak yoğun hal gelişi, yoğunlaşma, koyulaşma
concentration
Zihnin belli bir konu üzerinde toplanması, dikkatin belli bir noktaya yönelmesi
concentration
concentrationcamp temerküz kampı
concentration
{i} toplama

Yahudiler toplama kamplarına ilk ne zaman gönderilmişlerdi? - When were Jews first sent to the concentration camps?

Birçok Japon Amerikalılar 2.Dünya Savaşı sırasında toplama kamplarına gönderildi. - Many Japanese-Americans were sent off to concentration camps during World War II.

concentration
(Askeri) ATEŞ TOPLAMASI: Sınırlı bir süre içinde bir bölgeye veya ilerisi için muhtemel hedef olarak adlandırılmış ve numaralanmış bir bölgeye yapılan keşif ateş
concentration
koyulaşma
concentration
{i} toplanma
concentration
yoğunluk, yoğunlaştırma
concentration
toplama kampı

Tom'un büyükbabası bir toplama kampı kurtulanıydı. - Tom's grandfather was a concentration camp survivor.

Esirler, toplama kampından kaçtı. - The prisoners fled from the concentration camp.

English - English
{i} concentration
careful attention; strength of a solution; assembly, gathering
Favorites