Bir günde 60 kilometre yürümek zordur.
- Es difícil caminar 60 kilómetros en un día.
Sık sık elleri cebinde yürür.
- Suele caminar con la mano en el bolsillo.
Yalnız başına yürüyüşe çıkmaktan hoşlanır.
- Le gusta ir a caminar sola.
Büyükbabam yürüyüşü sever.
- A mi abuelo le gusta caminar.
Ayaklarımızı yürümek için kullanırız.
- Usamos nuestros pies para caminar.
Yürümektense bir taksiye binmeyi tercih ederim.
- Prefiero tomar un taxi a caminar.