calling of

listen to the pronunciation of calling of
English - Turkish

Definition of calling of in English Turkish dictionary

calling
telefon etme
call of
geri çevirmek
calling
(Bilgisayar) aranıyor
calling
çağırarak
calling
çağıran
calling
(Bilgisayar) arıyor

Kredi kartımı kaybettiğim için arıyorum. - I'm calling because I've lost my credit card.

Sizi Bay Kimura diye birisi arıyor. - A Mr. Kimura is calling you.

calling
(Bilgisayar) çağrı yapma
calling
ticari unvan
calling
istek
calling
heves
calling
tutku
calling
(Bilgisayar) arama

Tom Mary'yi tekrar aramayı denemenin zamanı olduğuna karar verdi. - Tom decided it was time to try calling Mary again.

Tom telefonda kızları aramaya alışkındır. - Tom is accustomed to calling up girls on the telephone.

calling
{i} çağırma

Güvenliği çağırmaktan rahatsız olma. - Don't bother calling security.

Tom onu ilk adı ile çağırmamı bırakmamda ısrar ediyor. - Tom insists I stop calling him by his first name.

calling
ticari ünvan
calling
{f} çağır

Onu çağırıyorum ama gelmiyor. - I'm calling her but she isn't coming.

Seni çağırdığımı duymadın mı? - Didn't you hear me calling you?

call of
iptal etmek

Biz toplantıyı iptal etmek zorundayız. - We have to call off the meeting.

Beyzbol maçını yağmurdan dolayı iptal etmek zorundaydık. - We had to call off the baseball game because of the rain.

calling
{i}

Karımın beni iş yerinde aramasından hoşlanmam. - I don't like my wife calling me at work.

Tom, Mary'nin onu iş yerinde aramasından hoşlanmıyor. - Tom doesn't like Mary calling him at work.

calling
{i} meslek
calling
{i} görev aşkı
calling
{i} seslenme

Kral, bana çocuğun olarak seslenmeyi kes. Tanrı aşkına ben otuz iki yaşındayım! - King, stop calling me your boy. I'm thirty-two, for God's sake!

calling
meslek/heves
calling
call ara/uğra/çağır
calling
{i} davet
calling
{i} çağrı

ABD anlaşmayı ihlal edenlere karşı bir silah ambargosu çağrısında bulunuyor. - The U.S. is calling for an arms embargo against violators of the treaty.

Birisinin yardım çağrısında bulunduğunu duydum. - He heard someone calling for help.