Gökte gördüm bir köprü, Rengi var yedi türlü. Gökkuşağı.
- „Am Himmel sah ich eine Brücke, ihre Farben waren siebenerlei.“ – „Ein Regenbogen.“
Uzun zaman önce burada bir köprü vardı.
- Vor langer Zeit gab es hier eine Brücke.
Mülteciler köprünün altında saklandı.
- Refugees hid under the bridge.
Köprü ne kadar uzunmuş!
- How long that bridge is!
Köprü yapmak, maliyetin dışında, uzun sürecektir.
- Apart from the cost, it will take long to build the bridge.
Tom mükemmel bir briç oyuncusu.
- Tom is an excellent bridge player.
Onlar her boş zamanlarında briç oynarlar.
- They play bridge every free moment.