betrüger

listen to the pronunciation of betrüger
English - Turkish

Definition of betrüger in English Turkish dictionary

fraud
{i} sahtekâr

Tom sahtekârlıktan suçlu. - Tom is guilty of fraud.

Akademik sahtekarlık muhtemelen düşündüğünden daha yaygın olabilir. - Academic fraud may be more common than you think.

fraud
(Avrupa Birliği) hile, dolandırıcılık, sahtecilik
fraud
{i} dolandırıcılık

Birkaç yıl önce, bu kitap bir dolandırıcılık olarak ortaya çıkmıştır. - A couple of years ago, this book was exposed as a fraud.

Açıkçası bu bir dolandırıcılık. - Clearly, it's a fraud.

fraud
dolandırıcı ve hilekar kimse
fraud
al
fraud
foya
fraud
hile

Tom, Batı medyasında yaygın bir biçimde seçim hilesiyle suçlandı. - Tom was widely accused in the Western media of election fraud.

Son zamanlarda bir çok hileli iğrenç olaylar vardı. - Recently there have been a lot of nasty incidents with fraud.

fraud
dolandırıcı

Banker dolandırıcılık suçundan hapse girdi. - The banker went to jail for fraud.

Tom, 419 dolandırıcılığı kurbanıydı. - Tom was the victim of a 419 fraud.

fraud
düzenbaz
fraud
sahtekârlık

Tom sahtekârlıktan suçlu. - Tom is guilty of fraud.

Akademik sahtekarlık düşündüğünüzden daha yaygındır. - Academic fraud is more common than you think.

fraud
{i} hilekârlık
fraud
dolandırıcı/sahtekarlık
fraud
{i} hilebaz
fraud
(Askeri) HİLE, DOLANDIRICILIK, SAHTEKAR
fraud
{i} dolandırıcı, sahtekâr, hileci
fraud
(isim) hile, hilekâr, hilebaz, hilekârlık, sahtekârlık, dolandırıcılık, dolandırıcı, sahtekâr, numaracı kimse
German - English
scammers
fraudster (criminal law)
swindler
scam artist
frauds
scammer
fraudsters
conman
fraud
swindlers
cheaters
fraudster

Insurance companies have to fight from time to tome with fraudsters, who — due to a merely feigned whiplash following a car accident — demand damages for pain and suffering. - Versicherungen haben mitunter mit Betrügern zu kämpfen, die wegen eines nur vorgetäuschten Schleudertraumas nach einem Autounfall ein Schmerzensgeld verlangen.

impostors
cheater
beguilers
blacklegs
beguiler
deceiver
peculator
peculators
diddler
'Tartuffe oder der Heuchler/Betrüger' (von Molière / Werktitel)
'Tartuffe or the Hypocrite/Imposter' (by Molière / work title)
Die beiden Betrüger treten (in der Öffentlichkeit) als Ehepaar auf.
The two fraudsters appear as a couple in public
Schlitzohr (Betrüger)
crook
Sie erwiesen sich als leichte Opfer für den Betrüger.
They proved to be easy marks for the swindler