German - Turkish
Definition of berüchtigt in German Turkish dictionary
- bı'rühtiht kötü tanınmış, adı çıkmış
- {bı'rühtiht} kötü tanınmış, adı çıkmış
- kötü şöhretli, adı kötüye çıkmış, namlı¡
- adı çıkmış
- rezil
- kötü ün
English - Turkish
Definition of berüchtigt in English Turkish dictionary
- notorious
- {s} adı çıkmış
Ken'in adı çıkmış köpeğinin nerede olduğu Tom'un görüş alanının çok ötesinde bir sorun.
-The whereabouts of Ken's notorious dog is an issue well beyond Ken's ken.
O adı çıkmış bir yalancı.
-He's a notorious liar.
- notorious
- {s} dile düşmüş
- notorious
- mahut
- disreputable
- kötü ünlü
- disreputable
- adı çıkmış
- notorious
- kötü tanınmış
2011 yılının kötü tanınmış deyimi Kebap cinayetleridir.
-The notorious expression of the year 2011 is Kebab murders.
- disreputable
- {s} onursuz
- disreputable
- {s} itibarsız
- disreputable
- {s} kötü tanınan
- disreputable
- kötü şöhreti olan
- disreputable
- kötü ün yapmış
- disreputable
- haysiyetsiz
- disreputable
- namussuz
- disreputable
- {s} rezil
- disreputable
- {s} adı kötüye çıkmış
- notorious
- notoriously dile düşmüş olarak
- notorious
- kötülüğüyle ün salmış
Related Terms
German - English
Definition of berüchtigt in German English dictionary
- ill-reputed
- disreputable
- of bad reputation
- notorious
He is notorious as a liar.
-Er ist ein berüchtigter Lügner.
The lake is notorious for its contamination.
-Der See ist für seine Wasserverschmutzung berüchtigt.
- berühmt-berüchtigt
- infamous
- berühmt-berüchtigt
- ill-famed
- Er ist für seinen selbstherrlichen Umgang mit Mitarbeitern berüchtigt.
- He is notorious for his high-handed treatment of employees
- dafür berüchtigt sein, dass …
- to have a bad reputation for …
- wegen etw, berüchtigt sein
- to be notorious for something
- wegen etw, berüchtigt sein
- to have become notorious for something