before, in front, in time past

English - Turkish

Definition of before, in front, in time past in English Turkish dictionary
afore: daha önceki
afore: daha önce
afore: yukarıda
afore: 1. önce, evvel. "afore mentioned: evvelce zikredilen, mezkur.", "as aforesaid: evvelce denildiği gibi."
afore: mezkur
afore: evvel
afore: önceden
afore: {e} den önce
afore: edat önce
afore: as aforesaid evvelce denildiği gibi
afore: önce
afore: aforemen tioned evvelce zikredilen

English - English

Definition of before, in front, in time past in English English dictionary: {a} afore

before, in front, in time past

Pronunciation

Resimler

Google Resimler

Bing Resimler

History

Favorites

20 dilde online sözlük. 20 milyondan fazla sözcük ve anlamı üç farklı aksanda dinleme seçeneği. Cümle ve Videolar ile zenginleştirilmiş içerik. Etimoloji, Eş ve Zıt anlamlar, kelime okunuşları ve günün kelimesi. Yazım Türkçeleştirici ile hatalı Türkçe metinleri düzeltme. iOS, Android ve Windows mobil platformlarda online ve offline sözlük programları. Sesli Sözlük garantisinde Profesyonel çeviri hizmetleri. İngilizce kelime haznenizi arttıracak kelime oyunları. Ayarlar bölümünü kullarak çevirisini görmek istediğiniz sözlükleri seçme ve aynı zamanda sözlüklerin gösterim sırasını ayarlama imkanı. Kelimelerin seslendirilişini otomatik dinlemek için ayarlardan isteğiniz aksanı seçebilirsiniz.

Online English Turkish and Multilingual Dictionary 20+ million words and idioms.

before, in front, in time past

Definition of before, in front, in time past in English Turkish dictionary

Related Terms

Definition of before, in front, in time past in English English dictionary

Pronunciation

Resimler