Tom'un Avustralya'da bir kalem arkadaşı var.
 - Tom has a pen pal in Australia.
Mektup arkadaşın olmak istiyorum.
 - I would like to be your pen pal.
Bana yardım ettiğin için teşekkürler, ahbap.
 - Thank you for helping me, pal.
Aynaya bir bak dostum.
 - Look in the mirror, pal.
Onlar eski dostlar gibi birbiriyle konuşuyorlardı.
 - They were talking together like old pals.