Hükümet, ruhsatsız silah taşımaktan bizi men ediyor.
- The government prohibits us from carrying guns without a license.
Onu taşımak için yardıma ihtiyacım var.
- I need help carrying him.
Tom kucak dolusu posta taşıyarak ofise girdi.
- Tom entered the office carrying an armload of mail.
Tom bir kitap yığını taşıyarak içeri girdi.
- Tom came in carrying a stack of books.
Tom kolunun altında keman taşıyor.
- Tom is carrying a violin under his arm.
Bebeği sırtında taşıyordu.
- She was carrying the baby on her back.
Askerler posta taşıyan trenleri korurdu.
- The troops would protect trains carrying mail.
Tom şemsiye taşıyan tek kişiydi.
- Tom is the only one carrying an umbrella.