O kendinden emin ve güçlü.
- He's confident and strong.
Nasıl bu kadar kendinden emin olabiliyorsun?
- How can you be so confident?
Hiç kendine güvenen değildim.
- I wasn't confident at all.
Tom gerçekten kendine güvenen bir çocuk.
- Tom is a really confident kid.
Tom kesinlikle kendinden emin görünüyor.
- Tom certainly looks confident.
Emin görünüyordu fakat onun iç duyguları tamamen farklıydı.
- He looked confident but his inner feelings were quite different.
Artık gerçekten güvenli hissediyorum.
- I'm feeling really confident now.
Çok güvenli hissetmiyorum.
- I don't feel very confident.
... then surely a strong and confident American negotiate with less powerful ...
... more confident in it. ...