Özenle hazırladığım konuşmamı yaptım.
- I gave my carefully prepared speech.
Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
- The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.
- He prepared his speech very carefully.
Hiç kimse onu görmesin diye mektubu dikkatle sakladı.
- She hid the letter carefully so that no one should see it.
Talimatları dikkatle okursanız, yanlış yapmazsınız.
- You can't go wrong if you read the instructions carefully.
Onu itinayla ambulansa kaldırdılar.
- They lifted him carefully into the ambulance.
He carefully avoided the subject all evening.
... mass, because you get heavier. Now, listen carefully. The faster you move, the heavier ...
... index copies carefully. ...