barmherzigkeit

listen to the pronunciation of barmherzigkeit
English - Turkish

Definition of barmherzigkeit in English Turkish dictionary

compassion
merhamet

Kız arkadaşına merhamet göstermek zorundasın. - You have to show compassion to your girl.

Hayatta ne kadar acı çekersen, o kadar merhametli olursun. - The more you suffer in life, the more compassionate you become.

compassion
şefkat

Sizin şefkatiniz beni hep şaşırtıyor. - Your compassion never ceases to amaze me.

Senin şefkatin nerede? - Where is your compassion?

compassion
{i} şefkât

Haberlerde sürekli yer alan trajik olaylar yüzünden birçok insan şefkat yorgunluğu çekiyor. - Many people are experiencing compassion fatigue because of the constant tragedies being reported in the news.

Senin şefkatin nerede? - Where is your compassion?

compassion
{i} sevecenlik
compassion
{i} acıma

Tom'un acımasız olması Mary'yi şaşırttı. - Tom's lack of compassion surprised Mary.

mercy
mağfiret
mercy
acı

Burada merhamet yok, Pinokyo. Senin canını bağışlıyorum. Harlequin senin yerine yanmalı. Ben acıktım ve akşam yemeğim pişirilmeli. - There is no mercy here, Pinocchio. I have spared you. Harlequin must burn in your place. I am hungry and my dinner must be cooked.

Sadece zavallı karıma acımalısın. - You just have to have mercy on my poor wife.

compassion
{i} sevgi
compassion
acısını paylaşma
lovingness
sevgi tavrı
mercies
şefkatini
compassion
şefkat/merhamet
German - English
mercy
remorsefulness
compassion
lovingness
mercies