barinmak

listen to the pronunciation of barinmak
Turkish - English

Definition of barinmak in Turkish English dictionary

barınmak
shelter
barınmak
to get along together
barınmak
to take shelter (in)
barınmak
harbour [Brit.]
barınmak
harbor
barınmak
to live (in)
barınmak
to survive (in)
barınmak
get along together
barınmak
take shelter
barınmak
house
barınmak
{f} harbour
barın
housing
barınma
shelter

Studies show that once the basic needs of shelter and food are met, additional wealth adds very little to happiness. - Araştırmalar, temel barınma ve gıda ihtiyaçları karşılanır karşılanmaz, ilave zenginliğin mutluluğa çok az şey kattığını gösteriyor.

Turkish - Turkish

Definition of barinmak in Turkish Turkish dictionary

barınmak
Yerleşmek, yaşamak için uygun şartlar bularak oturmak
barınmak
Yerleşmek, yaşamak için uygun şartlar bularak oturmak: "Dosdoğru teyzemin evine gidecektim, iyi kötü barınacak bir yer..."- P. Safa. Çevresiyle uyumlu, dirlik içinde yaşamak: "Girip çıktığı mesleklerin hiçbirinde üç dört, hadi bilemediniz, altı aydan fazla barınamadı."- H. Taner
barınmak
Doğa etkilerinden korunmak için kapalı bir yere sığınmak
barınmak
Bir yerde yatarak geceyi geçirmek
barınmak
Çevresiyle uyumlu, dirlik içinde yaşamak
barınmak
Soyut kavram bir yerde etkili olmak, gelişecek ortamı bulmak
Barınmak
(Osmanlı Dönemi) TAHAFFUZ
Barınma
tahaffuz
barın
Moğol devrinde Orta Asya'da büyük beyliklerden biri
barınma
Barınmak işi
barınma
Barınmak işi: "Fırtınalı havalarda gemilerin barınmasına pek elverişlidir."- S. Birsel