Turkish - English
Definition of böğürtlenli in Turkish English dictionary
- böğürtlen
- blackberry
The property was almost completely overgrown with wild blackberry bushes.
-Arazi neredeyse tamamen yabani böğürtlen çalılarla kaplanmıştı.
Why don't we make a blackberry cake?
-Neden böğürtlenli kek yapmıyoruz?
- böğürtlen
- black beery
- böğürtlen
- (Botanik, Bitkibilim) boysenberry
- böğürtlen
- berry
- böğürtlen
- waxberry
- böğürtlen
- slang vomit
- böğürtlen
- blackberry, bramble
- böğürtlen
- blackberry, Brit. bramble, bramble-berry
- böğürtlen
- dewberry
- böğürtlen
- blackberry, Brit. brambleberry (the fruit)
- böğürtlen
- (Tabiat Doğa) (bitki, Fam: gülgiller,verdiye) blackberry, boysenberry, bramble
- böğürtlen
- loganberry
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of böğürtlenli in Turkish Turkish dictionary
- Böğürtlen
- karamık
- Böğürtlen
- (Osmanlı Dönemi) FİRSAD
- Böğürtlen
- mora
- Böğürtlen
- lifor
- Böğürtlen
- bük
- Böğürtlen
- koski
- Böğürtlen
- küllah
- Böğürtlen
- fuska
- Böğürtlen
- hamdospara
- Böğürtlen
- itüzümü
- Böğürtlen
- diken dutu
- Böğürtlen
- mormorik
- Böğürtlen
- fikoko
- Böğürtlen
- çoli
- böğürtlen
- Gülgillerden, bahçe çitlerinde, yol kenarlarında kendiliğinden yetişen dikenli ve çok yıllık bir çalı
- böğürtlen
- Gülgillerden, bahçe çitlerinde, yol kenarlarında kendiliğinden yetişen dikenli ve çok yıllık bir çalı, diken dutu (Rubus caesus)
- böğürtlen
- Gülgillerden, bahçe çitlerinde, yol kenarlarında kendiliğinden yetişen dikenli ve çok yıllık bir çalı, diken dutu, it üzümü (Rubus caesus)
- böğürtlen
- Bu bitkinin önce kırmızı iken olgunlaşınca kararan mayhoş yemişi
Related Terms
böğürtlenli
Hyphenation
bö·ğürt·len·liResimler
History
Favorites