This park used to be a hunting ground for a noble family.
- Bu park asil bir aile için bir avlanma yeriydi.
I hunt elk in my leisure-time.
- Boş zamanımda Kanada geyiği avlarım.
The mother cat went out hunting birds.
- Anne kedi kuşları avlamak için dışarı çıktı.
Fishing is the only thing Tom wants to do.
- Tom'un yapmak istediği tek şey balık avlamaktır.
I was fined for fishing without a license.
- Ruhsatsız balık avlamaktan ceza yedim.
The mother cat went out hunting birds.
- Anne kedi kuşları avlamak için dışarı çıktı.
Predators always prey on unsuspecting victims.
- Avcılar her zaman masum kurbanları avlamaktadır.
Predators always prey on unsuspecting victims.
- Avcılar her zaman masum kurbanları avlamaktadır.