Bir politikacının görevi sadece vatandaşların refahını arttırmak değil aynı zamanda sıkıntıları da azaltmaktır.
- Die Aufgabe eines Politikers besteht nicht darin, das Glück der Bürger zu mehren, sondern darin, das Unglück der Bürger zu verringern.
Bu sadece senin değil, bizim de görevimiz.
- Das ist nicht nur deine, sondern auch unsere Aufgabe.
Arkadaşlarımdan biri iyi-tanınmış bir sanatçıyı onun karısının portresini yapması için görevlendirdi.
- A friend of mine commissioned a well-known artist to paint a portrait of his wife.
Komisyon hiçbir eylem yapmadı.
- The commission took no action.
Arkadaşlarımdan biri iyi-tanınmış bir sanatçıyı onun karısının portresini yapması için görevlendirdi.
- A friend of mine commissioned a well-known artist to paint a portrait of his wife.
O bir deniz subayı olarak bir görev aldı.
- He has received a commission as a naval officer.
Komisyon hiçbir eylem yapmadı.
- The commission took no action.
The notion is thoroughly characteristic of the mystical level, and the Aufgabe of making it articulate was surely set to Hegel's intellect by mystical feeling.