atemberaubend

listen to the pronunciation of atemberaubend
German - Turkish
nefes kesici

50 yaşında olmasına rağmen, hâlâ nefes kesici. - Obwohl sie schon fünfzig ist, ist sie immer noch atemberaubend.

nefes kesen
soluk kesici
English - Turkish

Definition of atemberaubend in English Turkish dictionary

breathtaking
{s} olağanüstü
breathtaking
{s} nefes kesen

Sadece herhangi bir çocuk tarafından kullanılanlar gibi basit boya kalemleri kullanarak Maria nefes kesen resimler yaratabildi. - Using simple crayons, just like those used by any child, Maria was able to create breathtaking pictures.

Bir dağa tırmanmak nefes kesen bir iştir. - Climbing a mountain is a breathtaking challenge.

breathtaking
heyecanlı
breathtaking
soluk kesici
drop-dead
Çok çekici, cazibeli, gözalıcı
jaw-dropping
Çok şaşırtıcı
jaw-dropping
çene-döküm
jaw-dropping
Ağızları açık bırakacak kadar ilginç, şaşırtıcı ve şaire; insanı şaşırtan, insanı hayrete düşüren, şaşırtıcı
breathtaking
{s} nefes kesici, çok heyecan verici
breathtaking
{s} heyecanlandırıcı
breathtaking
nefes kesici

Buradaki manzara nefes kesicidir. - The view here is breathtaking.

Dağın tepesinden manzara nefes kesiciydi. - The view from the top of the mountain was breathtaking.

breathtakingly
nefes kesici bir şekilde
ravishingly
z. büyüleyici bir şekilde
ravishingly
büyüleyici şekilde
German - English