Derhal bir diş hekimi ile görüşsen iyi olur.
- You'd better see a dentist at once.
Start derhal yapılmalı.
- A start should be made at once.
Biz hemen başlamalıyız.
- We must start at once.
Bizim için sürpriz oldu, o hemen yeniden hayata döndü.
- To our surprise, she revived at once.
Aniden bir feryat duydum.
- All at once, I heard a cry.
Aniden bir silah sesi duyduk.
- All at once we heard a shot.
Aynı zamanda iki şeyi yapamazsın.
- You can't do two things at once.
Kimse bir defada iki şeyi yapamaz.
- Nobody can do two things at once.
Bütün çamaşırımı bir defada yıkayabilir miyim?
- May I wash all my laundry at once?
Her şey birdenbire oldu.
- Everything happened all at once.
Onlar hepsi birden gülmeye başladılar.
- All at once they began to laugh.
Aniden bir feryat duydum.
- All at once, I heard a cry.
Aniden bir silah sesi duyduk.
- All at once we heard a shot.
Aynı anda kaç tane iş yapabilirsin?
- How many jobs can you do at once?
Aynı anda ışıklar kesildi.
- All at once the lights went out.
Birdenbire, o konuştu.
- All at once, he spoke out.
Her şey birdenbire oldu.
- Everything happened all at once.
Hep birden koşmaya başladılar.
- They began to run all at once.
Herkes hep birden konuştu.
- Everyone talked at once.
Tell the doctor to come at once. She is having a baby.
He tried to eat four cookies at once.
... - PLEASE? JUST ONCE. - FINE. ...
... So far, they let me in once. ...