English - Turkish
Definition of at-first-sight in English Turkish dictionary
- görür görmez
- ilk görüşte
İlk görüşte ona âşık oldun mu?
-Did you fall in love with her at first sight?
İlk görüşte ona âşık oldu.
-She fell in love with him at first sight.
- prima facie
- ilk bakışta
- prima facie
- ilk izlenime göre
- at first sight
- İlk görüşte
Love at first sight.
Tom Mary ile bir partide tanıştı, ve o ilk görüşte aşktı.
-Tom met Mary at a party, and it was love at first sight.
Adam ilk görüşte âşık oldu.
-The man fell in love at first sight.
- prima facie
- Prima facie evidence: (hukuk) Karşıtı ispatlanıncaya kadar geçerli olan delil
- prima facie
- (Latince) dış görünüşe göre, yüzünden, ilk bakışta
- at first sight
- ilk bakışta
Sorun ilk bakışta göründüğü gibi kadar basit değildir.
-The problem is not as simple as it might seem at first sight.
Bizim halkların ilk bakışta görülebilenden daha çok ortak yönleri var.
-Our peoples have more in common than can be seen at first sight.
- at first sight
- (deyim) ilk goruste,ilk bakista
- prima facie
- ilk izlenime göre değerlendirilen
- prima facie
- ilk bakışta olan
- prima facie
- (Avrupa Birliği) ilk bakışta, ilk intıba üzerine, vehleten
Related Terms
English - English
Definition of at-first-sight in English English dictionary
- Superficially, without a full inspection
It looks like a normal car at first sight. But when we open the hood, we discover something quite new.
- at first glance, as it first seemed
- immediately; "it was love at first sight"
- immediately; "it was love at first sight
- prima facie
at-first-sight
Resimler
History
Favorites