Yöntemim şaşırtıcı şekilde basit, ama etkisi büyük.
- My method is surprisingly simple, but the impact is big.
Onun alışılmışın dışında mücadele tarzı şaşırtıcı şekilde etkiliydi.
- His unorthodox fighting style was surprisingly effective.
Maria ödevini şaşırtıcı bir şekilde çabucak tamamladı.
- Maria completed her homework surprisingly quickly.
Şaşırtıcı bir şekilde, soğuk günlerde bile yüzer.
- Surprisingly, he swims even on cold days.
Borsa bugün şaşırtıcı biçimde sakindi.
- The stock market was surprisingly quiet today.
Tom'un Fransızcası şaşırtıcı biçimde iyi.
- Tom's French is surprisingly good.