Onun alışılmışın dışında mücadele tarzı şaşırtıcı şekilde etkiliydi.
- His unorthodox fighting style was surprisingly effective.
Tom şaşırtıcı şekilde güçlü.
- Tom is surprisingly strong.
Maria ödevini şaşırtıcı bir şekilde çabucak tamamladı.
- Maria completed her homework surprisingly quickly.
Şaşırtıcı bir şekilde, Tom'la aynı düşüncedeyim.
- Surprisingly, I agree with Tom.
Şaşırtıcı biçimde, şarkı söylemede iyiydi.
- Surprisingly, he was good at singing.
Borsa bugün şaşırtıcı biçimde sakindi.
- The stock market was surprisingly quiet today.