O, oyunu mutlaka kazanacak.
 - He is certain to win the game.
İstasyonda güvenilir bir beyefendiyle karşılaştım.
 - I met a certain gentleman at the station.
Niyetlerinizin güvenilir olduğuna eminim.
 - I'm certain that your intentions are honorable.
Üçüncü yıldız belirli bir krala ait oldu.
 - The third star belonged to a certain king.
Bu kitap belirli bir değere sahiptir.
 - This book has a certain value.
Buraya ne zaman geldiği kesin değil.
 - It is not certain when he came here.
Gölde kesinlikle yüzebilirsin fakat öyle yapmanın anlamı yok.
 - You can certainly swim in the lake, but there is no sense in doing so.
Ted'in oyunu kazanacağı belliydi.
 - Ted was certain of winning the game.
Bizim sınıfta belli bir çocuktan etkileniyorum.
 - I am attracted to a certain boy in my class.
Tom kesinlikle kendinden emin görünüyor.
 - Tom certainly looks confident.
15 Mart'a kadar laboratuvar ekipmanını teslim edebileceğimden eminim.
 - I'm certain we can deliver the laboratory equipment by March 15th.
Herhangi bir kış gününde ona rastladım.
 - I met her on a certain winter day.
Herhangi bir şey hakkında emin değilim.
 - I'm not certain about anything.