Turkish - English
Definition of asaletli in Turkish English dictionary
- asalet
- nobleness
- asalet
- nobility
He is a knight of nobility without fear and blame.
-O korku ve suçlama olmadan bir asalet şövalyesidir.
- asalet
- {i} dignity
- asalet
- {i} quality
- asalet
- noblesse
- asalet
- gentility
- asalet
- peerage; quality
- asalet
- lit. elevated style of expression
- asalet
- blue blood
- asalet
- nobility, nobleness
- asalet
- nobility, nobleness soyluluk
- asalet
- bonton
- asalet
- {i} peerage
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of asaletli in Turkish Turkish dictionary
- ASALET
- (Osmanlı Dönemi) Kendi işi için bizzat ve kendisi nâmına hareket
- ASALET
- (Osmanlı Dönemi) Rüsuh
- ASALET
- (Osmanlı Dönemi) Edb: Yazıda veya sözde bayağı tâbirlerin bulunmaması
- ASALET
- (Osmanlı Dönemi) Temiz soyluluk. Soy sop temizliği. Köklülük
- ASALET
- (Osmanlı Dönemi) Metanet. Necabet. Zâdegânlık
- asalet
- Temiz soyluluk
- asalet
- Soyluluk
- asalet
- Bir görevi yüklenmiş olan, o görevin sahibi olan kimse, asillik, vekillik karşıtı
- asalet
- Yazıda veya sözde bayağı söz ve deyim bulunmaması durumu
- asalet
- Soyluluk, ululuk, büyüklük, asalet
- asalet
- Yazıda ya da sözde bayağı sözcük ve deyim bulunmaması durumu
- asalet
- Bir görevi yüklenmiş olma, o görevin sahibi olma, vekillik karşıtı
Related Terms
asaletli
Hyphenation
a·sa·let·liResimler
History
Favorites