Okyanusun büyük alanları kirletildi.
- Large areas of the ocean are polluted.
Onlar karşılıklı ilgi alanları konusunda sizinle konuşmak istiyorlar.
- They want to talk to you about areas of mutual interest.
Oyun alanı, beyaz çizgiler tarafından üçe bölünmüş.
- The playground is divided into three areas by white lines.
Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
- After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
Kırsaldan şehir bölgelerine yapılan bu taşınma iki yüzyıldan daha fazla bir süredir devam etmektedir.
- This movement from rural to urban areas has been going on for over two hundred years.
Bu bölgede çok az kitapçı var.
- There are few bookstores in this area.
Ürünlerin için bir konferans salonu sahası kurmak istiyorsan lütfen bana hemen bildir.
- Please let me know immediately if you would like to set up an area of the conference room for your products.
Bu alan, bir futbol sahası kadar büyük.
- This area is as big as a football pitch.
Bu civardaki en başarılı askerin adını biliyor musun?
- Do you know the name of the most successful military man from this area?
Gördüğüm kadarıyla bu civarda yaya trafiği pek yok.
- There is not a lot of foot traffic in this area so far as I have seen.
Onlar karşılıklı ilgi alanları konusunda sizinle konuşmak istiyorlar.
- They want to talk to you about areas of mutual interest.
Bu konuda yapılan araştırma oldukça şüpheli.
- Research in this area is somewhat equivocal.
Tom, sigara içilmesi yasak yerlerde sigara içen insanlardan hoşlanmaz.
- Tom doesn't like people who smoke in no smoking areas.
Uzak bir yerde yaşıyorum.
- I live in a remote area.
My guts are a bit sore in that area.
The photo is a little dark in that area.
... They can also target the areas in which they want ...
... is also important for the isolated areas, because some ...