arbeitskollegin

listen to the pronunciation of arbeitskollegin
English - Turkish

Definition of arbeitskollegin in English Turkish dictionary

co-worker
İş arkadaşı

Tom bir iş arkadaşını yaraladı. - Tom injured a co-worker.

Tom bir grup iş arkadaşıyla dışarı çıktı. - Tom went out with a group of co-workers.

colleague
mesai arkadaşı
colleague
{i} iş arkadaşı

İş arkadaşım ve kocasının ikisi de Amerikalı. - My colleague and her husband are both American.

Bu Tom, iş arkadaşım. - This is Tom, my colleague.

mate
{f} dengini bulmak
colleague
görevdaş
colleague
(Politika, Siyaset) siyasal olarak muadil
mate
eş olmak
co-worker
meslektaş

O gerçekten çok çalışıyor ve onun meslektaşları bunun için ona saygı duyuyor. - He works really hard, and his co-workers respect him for it.

Sami, kadın meslektaşlarıyla dalga geçti. - Sami made fun of his female co-workers.

colleague
meslektaş

Meslektaşlarım beni çok sıcak karşıladı. - My colleagues welcomed me very warmly.

Meslektaşı yurtdışındaki birime tayin edildi. - His colleague was transferred to an overseas branch.

mate
arkadaş

Arkadaşlarını kendi istekleriyle seçmek istiyorlar. - They want to choose their mates by their own will.

Tom ve arkadaşları alemlere akıp zil zurna sarhoş oldu. - Tom and his mates went on a pub crawl and all ended up pretty drunk.

colleague
arkadaş

Onlar çalışma arkadaşlarımdır. - They are both colleagues of mine.

Planı iş arkadaşlarıyla birlikte yaptı. - He made the plan along with his colleagues.

colleague
görevdeş
mate
Dost, arkadaş
mate
mate mat et/çiftleş
mate
çift hayvanın erkek veya dişisi
mate
ikinci kaptan