araştırılmamış

listen to the pronunciation of araştırılmamış
Turkish - English
unsought for
unsought
araştır
{f} quest

The boy succeeded in his quest, guided by the spirit of a squirrel. - Bir sincap ruhu tarafından yönlendirilen çocuk araştırmasında başarılı olmuştu.

I'm doing some history research and would like to ask you a few questions. - Biraz geçmişi araştırma yapıyorum, ve size birkaç soru sormak istiyorum.

araştır
probing
araştır
(Bilgisayar) investigate

They are going to investigate the affair. - Onlar olayı araştıracak.

It's my business to investigate such things. - Bu tür şeyleri araştırmak benim işim.

araştır
{f} research

The research institute was established in the late 1960s. - Araştırma enstitüsü, 1960'ların sonlarında kurulmuştur.

The teacher gave him a failing grade for basing his report on discredited research. - Öğretmen onun itibarsız araştırmasıyla ilgili raporuna dayandırarak ona başarısız notu verdi.

araştır
make a survey of
araştır
inquire

He says he will inquire into the matter. - Konuyu araştıracağını söylüyor.

araştır
{f} ferret
araştır
look into

Tom began to look into the problem as soon as Mary brought it to his attention. - Tom, Mary onun dikkatini çeker çekmez sorunu araştırmaya başladı.

Private detectives were hired to look into the strange case. - Özel dedektifler tuhaf davaları araştırmak için kiralanırlar.

araştır
probe
araştır
(Biyoloji) explore

The explorers began to suffer from a severe lack of food. - Araştırmacılar ciddi bir gıda eksikliğinden muzdarip olmaya başladı.

The geologists explored for oil on our farm. - Jeologlar çiftliğimizde petrol için araştırma yaptılar.

araştır
snoop