any vertebrate that lives in water and cannot live outside it

listen to the pronunciation of any vertebrate that lives in water and cannot live outside it
English - Turkish

Definition of any vertebrate that lives in water and cannot live outside it in English Turkish dictionary

fish
balık

Gölde çok sayıda balık var. - There are a lot of fish in the pond.

Lütfen, balık ve eti dondurunuz. - Please freeze the fish and meat.

fish
{f} avlamak

Tom'un yapmak istediği tek şey balık avlamaktır. - Fishing is the only thing Tom wants to do.

Balık avlamak en sevdiğim hobimdir. - Fishing is my favorite hobby.

fish
(deyim) derya kuzusu
fish
(Hayvan Bilim, Zooloji) balıklar

O, balıklar hakkında o kadar şeyi nasıl öğrendi? - How did she get to know so much about fish?

Bu Tom'un yakaladığı balıklardan biri. - This is one of the fish that Tom caught.

fish
balık tutmak

Bu kulübün bir üyesi kalmak istiyorsanız balık tutmak ya da yem kesmek zorundasınız. - If you want to stay a member of this club, you have to fish or cut bait.

Hobilerim balık tutmak ve televizyon izlemektir. - My hobbies are fishing and watching television.

fish
{f} balık avla

Tom'un yapmak istediği tek şey balık avlamaktır. - Fishing is the only thing Tom wants to do.

Benimle balık avlamaya gel. - Come fishing with me.

fish
içinde balık avlamak
fish
seren berkitmek
fish
balıkbal
fish
up veya out ile arayıp
fish
{f} balık tutmak, balık avlamak
fish
{f} denizden çıkarmak
fish
{f} tutmak

Hobilerim balık tutmak ve televizyon izlemektir. - My hobbies are fishing and watching television.

Bu kulübün bir üyesi kalmak istiyorsanız balık tutmak ya da yem kesmek zorundasınız. - If you want to stay a member of this club, you have to fish or cut bait.

fish
ağız aramak
fish
for ile aramak
fish
(isim) balık
fish
{i} (çoğ. fish, değişik türler için fish.es) balık
fish
(fiil) tutmak, avlamak, denizden çıkarmak, bulup çıkarmak, balığa çıkmak, araştırmak
fish
{f} araştırmak
fish
{f} balığa çıkmak

Tek istediğim balığa çıkmak. - All I want to do is go fishing.

Bizimle balığa çıkmak istemediğinden emin misin? - Are you sure you don't want to go fishing with us?

English - English
fish
any vertebrate that lives in water and cannot live outside it

    Hyphenation

    a·ny ver·te·brate that lives in wa·ter and can·not live out·side it

    Turkish pronunciation

    eni vırtıbreyt dhıt layvz în wôtır ınd kınät layv autsayd ît

    Pronunciation

    /ˈenē ˈvərtəˌbrāt ᴛʜət ˈlīvz ən ˈwôtər ənd kəˈnät ˈlīv ˈoutˈsīd ət/ /ˈɛniː ˈvɜrtəˌbreɪt ðət ˈlaɪvz ɪn ˈwɔːtɜr ənd kəˈnɑːt ˈlaɪv ˈaʊtˈsaɪd ɪt/
Favorites