Geminin bir işaretli listesi vardı.
- The ship had a marked list.
Yaşlı Alman posta taşıyıcı hediye işaretli pakete dokunmak istemedi.
- The old German mail carrier did not want to touch the package marked gift.
Şeytan boyalı olduğu kadar siyah değil.
- The devil is not so black as he is painted.
Ahırlar kırmızı boyalıdır, çünkü kırmızı boya ucuzdur.
- Barns are painted red because red paint is cheap.
Mary'nin tırnakları parlak kırmızıya boyanmış.
- Mary's nails were painted a bright red.
Evin önü beyaz boyanmıştır.
- The front of the house is painted white.
Biz HTML'nin, temel bir kural olarak, açık ve kapalı etiketlerle işaretlenmiş elementler olduğunu açıkladık.
- We have explained that HTML is, as a basic rule, elements marked up with open and close tags.
Cevap yanlış işaretlendi.
- The answer was marked wrong.
Hayat belirgin şekilde gelişti.
- Life has improved markedly.
Onlar arasında belirgin bir fark var.
- There is a marked difference between them.