Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

an unreal image presented to the senses

listen to the pronunciation of an unreal image presented to the senses
English - Turkish

Definition of an unreal image presented to the senses in English Turkish dictionary

illusion
(Tıp) ilüzyon
illusion
(Havacılık) yanılma
illusion
(Felsefe) yanılmasa
illusion
algı yanılması
illusion
düş

Senin düşmanların sadece bir yanılsama. - Your enemies are just an illusion.

Burada bir görsel yanılsama var. Küpe baktığını düşünüyorsun ama gerçekte ekrana bakıyorsun. - Here's an optical illusion: you think you are looking at a cube, but in fact you are looking at the screen.

illusion
yanlış görüş
illusion
yanılsama

Aşk var mı yoksa sadece bir yanılsama mı? - Does love exist or is it only an illusion?

Onun benim yeteneğim hakkında yanılsaması yok. - She has no illusion about my ability.

illusion
{i} göz aldanması

Her şey sadece bir göz aldanması. - Everything is just an illusion.

illusion
aldatıcı görünüş
illusion
{i} hayal

İnsanlar dişleri olmadan, saçları olmadan, hayalleri olmadan doğarlar. Ve aynı şekilde ölürler: dişleri olmadan, saçları olmadan ve hayalleri olmadan. - Man is born without teeth, without hair, and without illusions. And he dies the same way: without teeth, without hair, and without illusions.

Her şey bir hayalden ibaret. - Everything is just an illusion.

illusion
(isim) illüzyon, yanılsama, aldatıcı görünüş, hayal, göz aldanması, aldatma
illusion
(Tıp) Dışarıdan göze gelen uyartıların olduklarından başka türlü anlaşılmaları (bir şeyin fazla sayıda görülmesi gibi) illüzyon
illusion
optical illusion gözü aldatan görüntü
illusion
{i} illüzyon

Bu ondan daha uzun görünür ama o bir optik illüzyondur. - This looks longer than that, but it is an optical illusion.

Tom'un gelecek hakkında hiç illüzyonları yoktu. - Tom didn't have any illusions about the future.

illusion
çok ince ipekli kumaş
English - English
illusion
an unreal image presented to the senses

    Hyphenation

    an un·re·al im·age presented to the senses

    Turkish pronunciation

    ın ınril îmıc prizentıd tı dhi sensîz

    Pronunciation

    /ən ənˈrēl ˈəməʤ prēˈzentəd tə ᴛʜē ˈsensəz/ /ən ənˈriːl ˈɪməʤ priːˈzɛntəd tə ðiː ˈsɛnsɪz/
Favorites