Aralarındaki yaş farkı oldukça fazla.
 - The age gap between them is rather large.
Onlar arasında kuşak farkı var.
 - There is a generation gap between them.
Onlar arasındaki aralık daraldı.
 - The gap between them has narrowed.
Onlar arasındaki aralık daraldı.
 - The gap between them has narrowed.
İki öğrenci arasında fikirlerde büyük bir uçurum vardır.
 - There is a wide gap in the opinions between the two students.
Boşluk beklediğimden daha büyüktü.
 - The gap was bigger than I expected.
Matematik bilgimde birçok boşluklarım var.
 - There's a lot of gaps in my knowledge of math.
Tom kapının mandalını açmaya çalışmak için açıklıktan çite ulaştı.
 - Tom reached through the gap in the fence to try to unlatch the gate.
Bu geçit daralmaktadır.
 - That gap is narrowing.