Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

an instrumnet, crest, part, dry measure

listen to the pronunciation of an instrumnet, crest, part, dry measure
English - Turkish

Definition of an instrumnet, crest, part, dry measure in English Turkish dictionary

comb
(İnşaat) dam yelesi
comb
(horozda) ibik
comb
taraklamak
comb
{f} tara

Benim bir tahta tarağım var. - I have a wooden comb.

Dişlerimi fırçalarım; Saçımı tararım. - I brush my teeth; I comb my hair.

comb
taramak

Saçımı taramak için bir aynaya ihtiyacım var. - I need a mirror to comb my hair.

Saçımı taramak zorundayım. - I have to comb my hair.

comb
(bir yeri) aramak
comb
bal peteği
comb
horoz ibiği
comb
{i} tarak

Kel bir adama tarak almayı önerme. - Don't recommend a bald guy to buy a comb.

Eğer kelsen neden bir tarak kullanmaya ihtiyacın var? - Why do you need a comb if you're bald?

comb
{i} (horoz v.b.'nde) ibik
comb
{i} fırça

Ayakkabılarını cilaladıktan sonra, Tom dişlerini fırçaladı ve saçını taradı. - After polishing his shoes, Tom brushed his teeth and combed his hair.

Dişlerimi fırçalarım; Saçımı tararım. - I brush my teeth; I comb my hair.

comb
dalganın yüksek kısmı
comb
{i} ibik
comb
{f} kaşağılamak
comb
{i} petek, bal peteği
comb
ibik gibi şey
comb
{i} tepe kısmı
comb
(fiil) taramak, arayıp taramak, aramak, ayırmak, kaşağılamak
comb
{i} tepelik
English - English
{n} comb