Yüksek sesli matkap, kocasına baş ağrısı verdi.
 - The loud drill gave her husband a headache.
Kapıyı matkapla delemem. Bu Ken'in işi.
 - I cannot drill the door. This is Ken's job.
Yeni Zelanda okul çocukları düzenli olarak deprem tatbikatlarını taahhüt ederler.
 - Schoolchildren in New Zealand regularly undertake earthquake drills.
Bugün bir yangın tatbikatı yaptığımızı duydum.
 - I hear we're having a fire drill today.
Denizde sondaj masrafları artıyor.
 - Offshore drilling costs are rising.
Tom'un şirketi petrol için sondaj yapıyor.
 - Tom's company is drilling for oil.