Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

an entity with a long position in an asset

listen to the pronunciation of an entity with a long position in an asset
English - Turkish

Definition of an entity with a long position in an asset in English Turkish dictionary

long
hasretini çekmek
long
çok

Bu araştırma hızlı bir şekilde bitiremeyecek kadar çok uzun. - This survey is too long to finish quickly.

Güzel, gece çok uzun, değil mi? - Well, the night is quite long, isn't it?

long
uzun bir zaman için

Tom uzun bir zaman için Fransızca konuşmayı öğrenmeyi deniyordu. - Tom has been trying to learn to speak French for a long time.

long
boyca aşırı uzatılmış
long
uzun zaman

Ben, o filmi uzun zaman önce izledim. - I have seen that film long ago.

Oksijensiz bütün hayvanlar uzun zaman önce gözden kaybolurdu. - Without oxygen, all animals would have disappeared long ago.

long
{f} arzu etmek
long
(sıfat) uzun, uzun vadeli, büyük
long
çoktan

Bunu çoktandır yapmak istiyorum. - I've been wanting to do that for a long time.

Yollarını kaybettiler, yoksa çoktan varmış olurlardı. - They lost their way; otherwise, they would have arrived long ago.

long
{f} can atmak
long
long after a friend bir dostun özlemini çekmek
long
{f} hasret kalmak
long
(isim) uzun zaman, uzun süre, uzunluk, uzun ses
long
{f} istemek

Uzun zamandır oraya gitmek istemektesin, değil mi? - You have wanted to go there for a long time, haven't you?

long
longinghasret
long
(zarf) uzun zamandır, epeydir, çoktan
long
{s} uzun, uzun süren: What a long speech! Ne uzun bir konuşma! z
long
{i} uzun süre

Uzun süre önce o filmi izledim. - I saw that film long ago.

Onlar uzun süredir burada yaşıyor. - They have lived here for a long time.

long
I long to go Gitmeyi çok istiyorum
English - English
long

Every uptick made the longs cheer.

an entity with a long position in an asset

    Hyphenation

    an en·ti·ty with a Long po·si·tion in an as·set

    Turkish pronunciation

    ın entıti wîdh ı lông pızîşın în ın äset

    Pronunciation

    /ən ˈentətē wəᴛʜ ə ˈlôɴɢ pəˈzəsʜən ən ən ˈaˌset/ /ən ˈɛntətiː wɪð ə ˈlɔːŋ pəˈzɪʃən ɪn ən ˈæˌsɛt/
Favorites