an added charge or fee, or something for which an additional charge is made

listen to the pronunciation of an added charge or fee, or something for which an additional charge is made
English - Turkish

Definition of an added charge or fee, or something for which an additional charge is made in English Turkish dictionary

extra
ekstra

Tom yaklaşan testi gözden geçirmek için biraz ekstra zaman kullanabilirdi. - Tom could use a little extra time to review for the upcoming test.

Tom odalarından birini bir üniversite öğrencisine kiralayarak ekstra para kazandı. - Tom made some extra money by renting one of his rooms to a college student.

extra
gereğinden
extra
fazlalık etmek
extra
ayrı

Ayrıca bu biraz ekstra yapmak için bir yoldur. - It's a way to make a little extra on the side.

Ayrı bir servis ücreti tahsil edilecektir. - The service charge is extra.

extra
gazet
extra
fevkalade

Tom fevkalade mutlu hissetti. - Tom felt extraordinarily happy.

extra
fazla

Fazladan bir on dolara ihtiyacımız olacak. - We'll need an extra ten dollars.

Onların fazladan bir yatağı var. - They have an extra bed.

extra
fazladan

Onların fazladan bir yatağı var. - They have an extra bed.

Tom başıma fazladan iş çıkarıyor. - Tom causes me a lot of extra work.

extra
{s} olağanüstü

Tom olağanüstü gücü olan bir atlettir. - Tom is an athlete with extraordinary strength.

Tom'un olağanüstü dereceleri var. - Tom got extraordinary grades.

extra
(sıfat) ekstra, ek, fazla, üstün, olağanüstü, ilave edilen, ilave
extra
ilaveten
extra
{i} figüran
extra
hariç
extra
{s} üstün
extra
{s} ilave edilen
extra
{i} ekstra şey
extra
(Tıp) Fazladan, dışında, ilaveten
extra
önek dışarı
extra
(isim) ekstra şey, ek, ilave, ek iş, ekstra masraf, ilave (gazete), zam, figüran
English - English
extra
an added charge or fee, or something for which an additional charge is made

    Hyphenation

    an added charge or fee, or some·thing for which an ad·di·tion·al charge I·s made

    Pronunciation

Favorites