Eğer yanlış yaparsam beni düzelt
 - Correct me if I am wrong.
Korkarım yanlış bir numara çevirdiniz.
 - I'm afraid you have dialed a wrong number.
Aslında o haksızlıktan dolayı suçlu muydu?
 - Was he, in fact, guilty of wrongdoing?
Ben sana ne zaman haksızlık ettim?
 - When have I ever wronged you?
Matem tutmak için doğru ya da yanlış yol yoktur.
 - There's no right or wrong way to grieve.
Tom yanlış yoldan gitti.
 - Tom went the wrong way.
Bizi ona haksızlık etmekle suçladı.
 - He accused us of wronging him.
Tom yatağın ters tarafından kalktı ve bütün gün suratsızdı.
 - Tom got up on the wrong side of the bed and has been grouchy all day.
Beklenenin tersine sen hatalıydın.
 - You were wrong after all.
Onda fiziksel olarak hiçbir kusur yok.
 - There's nothing physically wrong with him.
Kusura bakmayın ama, anlattıklarınızın hiçbir önemi yok.
 - Don't take this the wrong way, but what you have related doesn't matter.