I have a bad pain in my lower back.
 - Sırtımın alt tarafında berbat bir ağrım var.
My lower left back tooth hurts.
 - Benim sol alt arka dişim ağrıyor.
Alchemists tried to turn base metals such as lead into gold.
 - Simyagerler kurşun gibi baz metalleri altına dönüştürmeye çalıştı.
The philosopher's stone was a legendary substance capable of turning base metals into gold.
 - Felsefe taşı baz metalleri altına dönüştürebilen efsanevi bir maddeydi.
The young woman under that tree looks sad.
 - Şu ağacın altındaki genç kadın üzgün görünüyor.
These games are listed under the adult category.
 - Bu oyunlar yetişkin kategorisi altında listelenmiş.
My lower left back tooth hurts.
 - Benim sol alt arka dişim ağrıyor.
Low-lying lands will flood. This means that people will be left homeless and their crops will be destroyed by the salt water.
 - Deniz seviyesinin altında olan toprakları su basacak. Bu, insanların evsiz kalması ve ürünlerinin tuzlu su tarafından tahrip edileceği anlamına gelir.
The footnotes are at the bottom of the page.
 - Dipnotlar sayfanın alt kısmındadır.
They were playing footsie under the table.
 - Onlar masa altından ayakla birbirlerini taciz ediyorlardı.
For that reason, temporary workers are working under inferior conditions.
 - Bu yüzden, geçici işçiler kötü şartlar altında çalışıyorlar.
It is important that a lawyer should leave no stone unturned even on minor points and harp on the same subject to achieve a break through in an impasse.
 - Bir avukatın zor bir durumda küçük konularda bile her taşın altına bakması ve aynı konuda sonuca ulaşmak için ısrarla belirtmesi önemlidir.
Don't change sentences that are correct. You can, instead, submit natural-sounding alternative translations.
 - Doğru olan cümleleri değiştirmeyiniz. Bunun yerine, doğal-görünen alternatif çeviriler önerebilirsiniz.
Climate change, civil war, financial hardship, and infrastructural chaos have all caused turmoil in this country.
 - İklim değişimi, iç savaş,finansal zorluk ve altyapısal kaosun hepsi bu ülkede karışıklığa neden olmuştu.
She wants to invest in our company's infrastructure.
 - O bizim şirketimizin altyapısına yatırım yapmak istiyor.
I live on the bottom floor.
 - Ben alt katta yaşıyorum.
Read the bottom of the page.
 - Bir sayfanın alt kısmını okuyun.
The mouse ran underneath the bed.
 - Fare yatağın altına kaçtı.
The small house had come to look shabby, though it was just as good as ever underneath.
 - Küçük ev, şimdiye kadar tıpkı altındaki kadar iyi olmasına rağmen,eski püskü görünmeye başladı.
Tom is going to be upset if Mary doesn't do that.
 - Mary onu yapmazsa Tom altüst olacak.
The office has been topsy-turvy since the merger upset everything.
 - Birleşme her şeyi bozduğundan beri ofis altüst oldu.