O amcasına bitişik yaşadı.
- He lived next to his uncle.
O, o binaya bitişiktir.
- It's next to that building.
Çelik binanın bitişiğinde papatyalar var.
- There are daisies next to the steel building.
Tom sınıfta Mary'nin yanında oturdu.
- Tom sat next to Mary in class.
Onun yanında, ben bizim sınıfta en hızlı koşucuyum.
- Next to him, I'm the fastest runner in our class.
Kitabı neredeyse bedava aldı.
- She bought the book for next to nothing.
Tom'un cüzdanında neredeyse bir şey yok.
- Tom has next to nothing in his wallet.