They could not get good housing.
- Onlar iyi konut alamadı.
Fewer workers meant fewer people with money to buy goods.
- Daha az sayıda işçi eşya satın alacak paralı daha az sayıda insan anlamına geliyordu.
The area looked pretty clean.
- Alan oldukça temiz görünüyordu.
I know this area pretty well.
- Bu alanı oldukça iyi biliyorum.
He landed a big trout.
- O büyük bir alabalık yakaladı.
What's your favorite way to cook trout?
- Alabalık pişirmek için favori tarzın nedir?
He was given the finest education that money could buy.
- Ona o paranın satın alabileceği en iyi eğitim verildi.
You can get a fine view of the sea from the mountaintop.
- Dağın zirvesinden güzel bir deniz manzarası alabilirsin.
Do you have an extra bicycle that I could borrow?
- Ödünç alabileceğim fazladan bir bisikletin var mı?
Do we have an extra one that Tom can borrow?
- Tom'un ödünç alabileceği ekstra bir tanemiz var mı?
Well, I'll only take toast and coffee.
- Pekala, ben sadece tost ve kahve alacağım.
We may well have rain this evening.
- Biz bu akşam yağmur alabiliriz.
Aladin found a wonderful lamp.
- Alaaddin harika bir lamba buldu.
Aladin found a wonderful lamp.
- Alaaddin sihirli bir lamba buldu.
I'll get permission from my superior.
- Amirimden izin alacağım.