O çok güzel bir şekilde sorulan bir soru değil.
 - That's not a very nicely asked question.
Leyla güzel bir şekilde giyindi.
 - Layla dressed nicely.
Tom'un yaratıcı düşüncesi Mary'nin örgütsel yeteneklerini güzelce tamamladı.
 - Tom's creative thinking nicely complemented Mary's organizational talents.
Her şey güzelce istenen sonucu verdi.
 - Everything worked out nicely.
Tom Mary'ye çok iyi davranmadı
 - Tom didn't treat Mary very nicely.
Tom Mary'ye çok iyi davranmaz.
 - Tom doesn't treat Mary very nicely.
Lütfen şimdi bana kibarca davran.
 - Please treat me nicely now.