Search
Translation
Games
Programs
Sign up
Log In
Settings
Blog
About Us
Contact us
Account
Log In
Sign up
Settings
English
Türkçe
Deutsche
Русский
العربية
Türkçe
Deutsche
Русский
العربية
ç
ı
ğ
ö
ş
ü
â
Online English Turkish and Multilingual Dictionary 20+ million words and idioms.
acém
Turkish - English
Definition of
acém
in Turkish English dictionary
Related Terms
Acem
Persian, Iranian
Acem
(an) Iranian, (a) Persian
Acem
Persian, pertaining to Iran, the Persians, or the Persian language
Acem
(a word to be avoided as it is resented by Iranians)
Acem
Iran, Persia
acem
resident or citizen of Persia
acem
Persian
acem
native or resident of Iran
acem
native of Persia
acem
Iranian
Acem borusu
(Tabiat Doğa)
(bitki, Fam: Bignoniaceae) crossvine
Acem halısı
Persian carpet
Acem kılıcı
a two-edged sword
Acem kılıcı gibi
double-dealing, double-faced
Acem kılıcı gibi
two-faced, double-dealing
Acem kılıcı gibi iki tarafı/taraflı kesmek
to treat two opposing parties equally
Acem mübalağası
excessive exaggeration
acem halısı
Persian rug
acem kılıcı
two edged sword
Turkish - Turkish
Definition of
acém
in Turkish Turkish dictionary
Related Terms
ACEM
(Osmanlı Dönemi)
Çekirdek
ACEM
(Osmanlı Dönemi)
İranlı. Yabancı
ACEM
(Osmanlı Dönemi)
Arapça konuşmayanlar. Arab olmayanlar
Acem
İran ülkesi
Acem
İranlı
Acem
İran'a özgü
acem
Açık ve doğru Arapça konuşamayan kimse
acem
Türk müziğinde mi notasına yakın bir perde
acem
Klasik Türk Müziği'nde mi notasına yakın perde
Acem halayı
Güney Anadolu yöresinde oynanan bir halk oyunu
Acem kılıcı
İki ağzı da keskin olan bir kılıç
Acem lalesi
Taşkırangillerden, turuncu ve sarı renkte çiçekli, yıllık ve çok yıllık türleri olan, tohumla saksıda ve tarlada üretilebilen bir süs bitkisi, güneştopu
Acem pilavı
Safran ve zencefil ile yapılan İran usulü bir pilâv çeşidi
acem lalesi
Taşkırangillerden, turuncu ve sarı çiçekler açan, yıllık ve çok yıllık türleri olan, saksıda ve tarlada üretilebilen bir süs bitkisi
acém
Hyphenation
acé·m
Resimler
Google Resimler
Bing Resimler
History
acém
northern side
[le] taş döşeme
{'aplenkın} yolundan çevirmek, saptırmak..
hu-wouldv-past-tense-of-
incapable of being anticipated; "un..
metallrahmen
More...
Clear
Favorites
More...
Clear